Deli ve Dahi Film İncelemesi- Bilmeniz Gerekenler

Her hafta bir film incelemesi, eleştirisi ya da tavsiyesi yapacağımız film köşemizde bu hafta “Deli ve Dahi” isimli filmi konuk ediyoruz. Bir kitaptan sinemaya uyarlanan filmi izlerken kendinizi cilt sayısı sonsuz olan bir ansiklopedi serisinin sayfaları arasında gezintiye çıkmış gibi hissedeceksiniz. Yorumlara geçmeden evvel gelin gezeceğiniz sayfaları biraz tanıyalım.

Filme ait Genel Bilgiler

Deli ve Dahi filmi 1999 yılında yazılmış olan  Simon Winchester’a ait “The Surgean of Crowthorne” (Crowthorne Cerrahı) isimli kitaptan 2019 yılında beyaz perdeye taşındı ve yönetmen koltuğunda P.B. Shemran lakaplı yönetmen Farhad Safinia oturuyor.

∞ Senaristliğini Todd Komarnicki ile P.B. Shemran’ın üstlendiği filmde başrollerde ise usta oyuncu Mel Gibson, Sean Penn ve Natalia Dormer karşımıza çıkıyor.

∞ Dram ve biyografi türünü temsil eden filmin müziklerinin ise Bear Mc Creary tarafından ortaya koyulduğu görülüyor.

∞ ABD yapımı olan filmin IMDB puanı ise 7,3.

 Deli ve Dahi Filminin fragmanı

  Filmin herkes tarafından bilinen detay bilgilerini okuduktan sonra zihninizde az çok bir çerçeve çizildiyse eğer lütfen fragman hane tarafından youtube da paylaşılan fragmanını izleyiniz. Zira fragman sonrasında filmin konusundan bahsedip kendi yorumumu ve eleştirimi dile getireceğim müsaadenizle.

Deli ve Dahi fragmanı

Deli ve Dahi Filminin Konusu

    Film, Oxford İngilizce Sözlüğünün yazılışının gerçek hikayesini ortaya koyuyor. 1800’ lü yılların sonlarına doğru sözlük için gecesini gündüzüne katarak çalışmaya başlayan Profesör James Murray ile yaşadığı talihsiz olaylar neticesinde tedavi edilmek üzere bir akıl hastanesi hapishanesinde yatan Dr. Minor’ ın yolları sözlüğe yaptığı 10.000 kelimelik katkı sayesinde kesişir ve dost olurlar.

Sözcüklerin dünyasına girip binlerce, on binlerce kelimenin arasında, dev bir sözlüğün yaprakları arasında anlam arayışı içinde kendini bulmak!  Filmin bana hissettirdiği duyguların özeti bu belki de.

     Eğitimli ve entelektüel kimliğe sahip, toplumda saygı duyulan meslek grubuna dahil ancak ağır hastaların yattığı bir akıl hastanesinde tedavi gören bir deli ile; profesyonel eğitim alamamış ancak kendi yöntem ve şartlarıyla, okuduğu kütüphaneler dolusu kitaplarla kendini profesörlük unvanını alabilecek seviyeye yükselten ve birden fazla dil bilen bir dahi…

     Profesörün Oxford İngilizce Sözlüğü’nü yazma görevinin başına getirilmesi, onun için hayatının en mutlu anı ve çalışma azmini perçinleyen büyük bir itici güç. Ama böyle gözükse de kelime toparlamaya başlamasıyla daha alfabenin ilk harfinde kaynak ve bilgi toplama noktasında sıkıntılar yaşamaya başlar. Dâhiyane bir fikirle kaynak toplama alanını genişletmek için toplumun her kesimini işin içine katmak deli ve dâhinin yollarının kesişmesine sebep olur.

    Hani hep söylenir ya dil canlı bir varlıktır, dili hiçbir zaman bir yerde tutamayız diye işte tam da bu klişe dilbilimci yorumlarına kanıt olarak; iki uç noktada yaşayan ve hayatları boyunca karşılaşmaları hele ki dost olmaları mümkün olmayan iki insanın yolarının kesişmesini sağlayan tek etken dil ve kelimelerin gücüydü. Bunun yanı sıra filmde Mel Gibson’ ın canlandırdığı Profesör Murrey’ in bana hissettirdiği şey işini tutkuyla ve sevgiyle yapan her insanın kendini mutlaka yolun sonundaki başarıya adamış olmasıdır. Murrey’ in sevgisi, inancı, bağlılığı olmasaydı eğer sözlüğü ortaya koymak için uğraştığı onca emeğin ve ortaya koyduğu bilimin ne manası vardı değil mi?

   Film genel olarak dingin bir ritimle ilerliyor, farklı sahnelerde kullanılan farklı tonlardaki müziklerle yoğunluğu yüksek sahnelerin altı başarıyla çiziliyor. Ünlü film eleştirmeni Mehmet Açar’ ın “Filmde renk paleti dengesi kurmuş yönetmen. Çöküşlerde kararıp sararırken, çözülmeler başladıkça renkler açılıyor.” yorumu filmin duygu geçişlerini çok güzel resmediyor.

   Sözlerimi bir akıl hastanesinde hapis yatıp tedavi gören Minor’ın  okumanın gücünü ve hissettirdiği o güzel duyguyu aktaran cümlesiyle bitiriyor, keyifli seyirler diliyorum.

            “Okumak özgürlüktür, kitaplar benim kanatlarım ve okudukça özgürleşiyorum.”

Minor

Pin It on Pinterest